GEYVE-FM FORUM

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
GEYVE-FM FORUM

eğlencenin ve paylasimin tek adresi geyvefm forum u secitiginiz icin tesekkur ederiz radyomuza giris yapabilmek için aşagidaki CANLI RADYO yazisina tiklamaniz yeterli

GEYVE FM FORUM SAYFAMIZA HOSGELDINIZ HEPINIZE IYI EGLENCELER DILERIZ

    MONOROZA ( GEYVE'NIN GULLERI)

    [geyveli]
    [geyveli]
    üye


    Mesaj Sayısı : 132
    Kayıt tarihi : 19/06/09
    Yaş : 47

    MONOROZA ( GEYVE'NIN GULLERI) Empty MONOROZA ( GEYVE'NIN GULLERI)

    Mesaj  [geyveli] Çarş. Haz. 16, 2010 9:02 am

    Mona Rosa

    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
    Geyve´nin gülleri ve beyaz yatak.
    Kanadı kırık kuş merhamet ister.
    Ah senin yüzünden kana batacak.
    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

    Ulur aya karşı kirli çakallar,
    Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
    Mona Rosa bugün bende bir hal var.
    Yağmur iri iri düşer toprağa,
    Ulur aya karşı kirli çakallar.

    Açma pencereni perdeleri çek,
    Mona Rosa seni görmemeliyim.
    Bir bakışın ölmem için yetecek.
    Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
    Açma pencereni perdeleri çek.

    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
    Bende çıkar güneş aydınlığına.
    Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
    Seni hatırlatır her zaman bana.
    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.

    Zambaklar en ıssız yerlerde açar
    Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
    Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
    Işıksız ruhumu sallar da durur.
    Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

    Ellerin, ellerin ve parmakların
    Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
    Ellerinden belli olur bir kadın,
    Denizin dibinde geziyor gibi.
    Ellerin, ellerin ve parmakların.

    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
    Saat onikidir söndü lambalar
    Uyu da turnalar girsin rüyana,
    Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.

    Akşamları gelir incir kuşları,
    Konarlar bahçemin incirlerine.
    Kiminin rengi ak kiminin sarı.
    Ah beni vursalar bir kuş yerine.
    Akşamları gelir incir kuşları.

    Ki ben Mona Rosa bulurum seni
    İncir kuşlarının bakışlarında.
    Hayatla doldurur bu boş yelkeni.
    O masum bakışların su kenarında.
    Ki ben Mona Rosa bulurum seni.

    Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
    Henüz dinlemedin benden türküler.
    Benim aşkım uymaz öyle her saza.
    En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
    Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

    Artık inan bana muhacir kızı,
    Dinle ve kabul et itirafımı.
    Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı
    Alev alev sardı her tarafımı.
    Artık inan bana muhacir kızı.

    Yağmurdan sonra büyürmüş başak,
    Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
    Bir gün gözlerimin ta içine bak
    Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
    Yağmurdan sonra büyürmüş başak.

    Altın bilezikler o kokulu ten
    Cevap versin bu kuş tüyüne.
    Bir tüy ki can verir gülümsesen,
    Bir tüy ki kapalı geceye güne.
    Altın bilezikler o kokulu ten.

    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
    Geyve´nin gülleri ve beyaz yatak.
    Kanadı kırık kuş merhamet ister,
    Ah senin yüzünden kana batacak.
    Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.


    Sezai KARAKOÇ
    [geyveli]
    [geyveli]
    üye


    Mesaj Sayısı : 132
    Kayıt tarihi : 19/06/09
    Yaş : 47

    MONOROZA ( GEYVE'NIN GULLERI) Empty MONOROZA NIN SIRRI

    Mesaj  [geyveli] Çarş. Haz. 16, 2010 9:05 am

    MONA ROZA'NIN SIRRI

    Yıl 1950'dir. Maraş Lisesi'nden mezun olmuş taşralı duyarlı şair Sezai, Mülkiye'ye girer.

    Bu zeki ve mahcup genç, okulun en şımarık ve aldırmaz kızlarından birine, Muazzez'e vurulur.

    Ama Muazzez'e açılamaz.

    Açılmak ne kelime! Yanına bile yaklaşamaz.

    Ve kendini şiire vurur Sezai.

    Böylece Türk edebiyatının en dokunaklı aşk şiirleri ortaya çıkar.

    Hem de kuşaklar boyu nice taşralı genci acayip hırpalayan damardan şiirler.

    Sezai Karakoç, ne yapıp edip "Mona Roza" şiirini, bir itiraf olarak Muazzez Akkaya'ya sunmuştur.

    Ancak Muazzez Hanım, bu dokunaklı aşk şiirine rağmen Sezai Karakoç'un aşkına karşılık vermemiştir.

    Demek ki neymiş:

    ^^Kadınların kalplerine girmek, bazen muazzam bir aşk şiiri ile bile mümkün olmuyormuş! ^^


    En gizemli Şiir: Mona Roza

    MONA Roza "dokunaklı" bir şiirdir.

    Çünkü...

    Bu şiirde gururlu mu gururlu bir Doğu çocuğunun, içine düştüğü ve kimselere itiraf

    edemediği bir imkansız aşkın intihara meyilli dizeleri vardır:

    "Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza / Henüz dinlemedin benden türküler / Benim aşkım sığmaz öyle her saza / En güzel şarkıyı bir kurşun söyler / Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza."

    Mona Roza "gizemli" bir şiirdir. Çünkü..

    Bu 14 kıtalık şiirin, kıta başlarındaki harflerin yan yana getirilmesinden "Muazzez Akkaya'm" çıkar.

    Ve bu akrostiş nedeniyle tam 56 yıldır edebiyat çevrelerinde "Kim bu Muazzez Akkaya?" sorusu sorulur.

    Sezai Karakoç'un ısrarlı ve katı suskunluğu ve yıllardır Muazzez Akkaya ile ilgili sorulara kapalı duruşu nedeniyle soruya cevap verilememişti.

    Ama şimdi giz aydınlatıldı.

    Muazzez Akkaya, Sezai Karakoç'un sınıf arkadaşıdır.

    Sırları çözülmüş bir aşk

    BİRİNCİ SIR: Mona Roza şiiri "Mona Roza siyah güller, ak güller / Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak" diye başlar. Geyve'nin sırrı ortaya çıktı: Sezai Karakoç'un büyük aşkı Muazzez Akkaya Geyveliymiş.

    İKİNCİ SIR: Mona Roza şiiri büyük efsanelere ve tevatürlere de konu oldu. Onlardan biri de Muazzez Akkaya'nın intihar ettiği şeklindeydi. Bu rivayet doğru değil. Çünkü Muazzez Hanım'ın şu anda New York'ta büyük kızı Dr. Ayşegül Giray ile birlikte yaşadığını biliyoruz.

    ÜÇÜNCÜ SIR: Sezai Karakoç'un Mona Roza şiirini tamamen platonik duygular içinde yazdığı, Muazzez Akkaya ile hiç tanışmadığı sanılıyordu. Karakoç'un Muazzez Hanım'a açılıp açılmadığını hálá bilmiyoruz ama iki ismin birbiriyle tanıştıkları kesinleşti.

    DÖRDÜNCÜ SIR: Muazzez Akkaya'nın durgun ve melankolik bir kadın olduğu sanılırdı. Hayalleri yıkma pahasına kızının tanıklığıyla söyleyelim: Karşımızda neşeli, esprili, hayat dolu bir kadın var.

    BEŞİNCİ SIR: Muazzez Akkaya'nın Mülkiye yıllarında uluslararası yarışmalara katılan bir ping pong şampiyonu olduğu bilgisi, Sezai Karakoç'un ünlü "Ping Pong Masası" şiirini anlamlandırmamıza yardımcı oldu.

    ALTINCI SIR: Mona Roza şiirinde "Artık inan bana muhacir kızı / Dinle ve kabul et itirafımı" şeklinde iki dize var. Muazzez Akkaya'nın, Geyve'ye sonradan yerleşmiş bir muhacir ailesinin kızı olduğunu bilmem belirtmeye gerek var mı?

    İşte o meşhur Mülkiyeli kız Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor
    Resimleri Görebilmek İçin Üye Ol veya Giriş Yap


    ADI: Muazzez Akkaya...

    Kandilli Kız Lisesi'ni "Pekiyi" derecesiyle bitirdi.

    1950'de Mülkiye'ye girdi.

    Okulun en popüler kızlarındandı.

    Baş döndürücü güzellikle ve Grace Kelly tipinde bir kız. Aynı okulda öğrenim gören sınıf arkadaşı şair Sezai Karakoç'u "fırtınalı bir aşk"ın içine sürükledi.

    Böylece "Uğruna Türk edebiyatının en gizemli ve en dokunaklı aşk şiirinin yazıldığı kadın" olarak kayıtlara geçti.

    Esin kaynağı olduğu Mona Roza şiirinden hiç haberdar olmadı.

    Ancak okul günlerinde paltosunun cebinde şairi meçhul şiirler buldu ve bu şiirlerin şairinin sınıf arkadaşı Sezai Karakoç olduğunu bilmedi.

    Okulu bitirdikten birkaç yıl sonra Maliye Bakanlığı'nda üst düzey görevler yapan ve geçen yıl hayatını kaybeden Orhan Giray ile evlendi.

    Üç çocuğu oldu.

    Şu anda büyük kızı Ayşegül Giray ile yaşıyor.

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 12:18 pm